Naçizane.
Yardımcı kadın oyuncumuz Lupita Nyong'o'ya tebrikler, sevgiler o ayrı. Nereden geldiği ve neler yaptığı da ayrı. Oskarlık olmasa da oyunculuğu da ayrı. Ama film apayrı. En iyi film?!
Başkanını bile "zenci"lerden seçmiş Amerika'da, ırkçılık karşıtı bir filmin ödül alamaması beklenemezdi zaten. Ama 3 ? Lincoln de 2 tane almıştı ama en azından bir oyunculuk vardı göz dolduran.
Ya filmden elbette etkileniyorsunuz; sizin benim izlemeye dayanamadığımız işkencenin, zulmün gerçekten yaşanmış olduğu gerçeği bile acıtıyor içinizi. Ama bu işe prodüksiyon olarak bakıyorsak, sadece içeriğini değerlendiremezsiniz. Hadi içerik için en iyi uyarlama senaryoyu verdiniz, ki bence burda puan John Ridley'nindir- diğer ikisi ne ?
Neyse, öyle çok pazarlandı ki beklentilerimi karşılamadığı için huysuzca eleştiriyorum belki de :)

Senaryonun gerçekleri içermesi kaynaklı duygusallığı bir kenara bırakınca, inanmaya zorladım kendimi biraz. 12 yıl köle olarak çalıştırılmışsın, her yerinden makyaj olduğu belli olan kırbaç izleri dışında hiç mi etkilenmedin be adam ? Yemek yerken görüyoruz tabağını, iki lokmacık, hiç mi kilo vermedin ? Saçların da mı beyazlamadı yahu ? Biz üzüntüden bir gecede saçları beyazlayan bir milletin çocuklarıyız sonuçta :)
Çaresizlik en çok vurgu yapılan konu filmde haklı olarak. Tarihteki gerçeklik bu zaten. Umarız tarihte kalmıştır tabi. Dallardan yontulan kalem ve böğürtlen suyundan mürekkep ile aileye mektup gönderme çabası, hep elimizin altında sandıklarımızın olmadığında ne hallere düşebileceğimizi gösteriyor. Cast Away'de ateş yakmak için kendini paralayan Chuck'ın evine döndüğünde masanın kenarında gördüğü çakmağın, yeni (aslında döndüğü) hayatındaki önemsizliğini fark etmesi gibi.
İşkence sahnelerinin gerçeğe yakınlığının ise hakkını vermek lazım. Sahnelerin gerçekçiliğinin, başarılı bir çekimi gözümün algılamasından mı yoksa sahnelerin içeriğini beynimin algılamasından mı kaynaklandığını ayırt edemesem de.
O değil de Solomon'un cehennem korkusuyla acısına son vermediği Patsy'ye ne oldu ? Hakikaten merak ettik, etmedik değil..
Tabi bir de Brad Pitt'in kısacık bir görüntüsü, iki dakikaya kahraman olması ise ah sen de yaşlandın be brad hayıflanmaları arasında gülümseten bir detaydı diyerek bu bahsi kapatalım kuzum.
Sonuç olarak, kültür emperyalizminin çıkış noktası, tarihsel gerçeklik algısını bile değiştirebilen (bkz.vietnam savaşını amerikalıların kazandığının sanılması) Hollywood'un günah çıkarmak için bulduğu güzel bir yöntem. Biz neden yapmıyoruz derseniz, daha günahlarımızı kabul bile etmedik de ondan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder